BİRİ YERİ BİRİ BAKARİ, KIYAMET ONDAN KOPARİ- Podcast Dinle

Zırvaizm podcast nedir? Zırvaizm, en çok dinlenen Türkçe podcast yayınlarından biridir. Bu podcasti en iyi podcastlerden biri yapan şey ise içten, çıplak ve asılcı bir diyalog ile toplumun, tüketicilerin ve çalışarak geçinen insanların ekonomik sıkıntılarına değinmesidir. Yazı, video veya podcastleri internet sitesinde, YouTube’da, hem Google Podcast üzerinde hem de Spotify Podcast ve daha bir çok platformda podcast önerisi olarak bulabilirsin ve sen de dostlarına tavsiye edebilirsin.

Gıda üretimi. İsraf, iklim ve dengesiz dağılım. İnsan nüfusu fazla mı? Piyasa düzeni ve gıda ürünlerinin piyasa girdisi haline gelmesi.

Transkript

Ne haber nasılsın? Bu yazımda uzun zamandan beri anlatmak istediğim bir konuyu seninle konuşacağım. Küresel boyutta açlık ve insan nüfusu konularına değineceğim. Gel birlikte bakalım. Neden birinin yediği ötekinin baktığı ve kıyametin tam da bundan koptuğu bir düzende yaşıyoruz?

Bize hep ne dediler? “Hepimize yetecek kadar kaynak yok. Bu kadar insanı nasıl besleyeceğiz? İnsan nüfusu çok fazla artıyor.”

Ben en başta şunu söyleyeyim, elimizdeki kaynaklar 20 milyar insanı doyurmaya yetecek kadar fazla.

O halde insanlık olarak bize sana-bana varlık içinde yokluk çektiren bu düzen nasıl oldu da bu hale geldi? Kapitalizmin nasıl çalıştığını anlamadığım zamanlarda aç, sefil ve sömürülen halklara bakıp “sefaletleri onların kendi suçu” deyip kendimi kandırıyorum, taa ki kapitalizmin nasıl işlediğini anlayana kadar.

Öncelikle yeryüzünde açlığın hakim olduğu coğrafyalara bakalım. Bunlardan en bilineni Sahra Altı. Sahra Altında, çatışma bölgelerinde, çatışmalar fakirliği, fakirlik sefilliği ve açlığı tetikliyor. Bu adeta ölümcül bir döngü.

Bu bölgede ortalama 1 milyar insan temiz ve besleyici gıdaya erişemiyor. Fakat aynı zamanda da küresel boyutta yıllık tarımsal üretim bütün insan nüfusunun bir buçuk katına yetecek kadar fazla.

O halde bu kadar fazla yiyecek üretiliyorsa neden bunca insan sadece sahra altında da değil, dünyanın birçok coğrafyasında hatta senin de içinde yaşadığın ülkede açlık çekebiliyor? Bunu sormak lazım.

Şimdi. Bunun bir kaç temel sebebi var. Bunlar şöyle sıralanabilir.

  1. İsraf
  2. İklimsel sorunlar
  3. Dengesiz dağılım.

Daha önce “Musluğu Açık Bırakma” isimli bölümde bahsettiğim gibi, piyasa düzeninde üretim ihtiyaca göre değil, talebe göre ilerler.

İsraf

Şu anki tahminlere göre her yıl üretilen bütün gıdanın ülkeden ülkeye değişmekle birlikte ortalama %30-40 kadarı israf ediliyor. Bunun tabi coğrafyadan coğrafyaya farklı farklı sebepleri var. Örneğin Hindistan’da israfın sebebi soğuk depolama sistemlerinin olmaması, ABD’de ise gereğinden büyük porsiyonların çöpe atılması ve raf ömrü dolan ürünlerin imha edilmesi.

Aklına şu soru gelebilir, “yahu marketler koca koca zincirler neden o tonlarca gıdayı harap ediyor da ihtiyacı olanlara vermiyor?” Birincisi, bu onlar için ekstra bir maliyet olacağı için, ikincisi ise “piyasa koşulları” gereği ellerindeki ürünlerin değerini düşürmemek için asla ama asla bu yola gitmiyorlar.

İklimsel sorunlar

Gelelim ikinci maddeye, ikinci maddede ne var? İklimsel konular arasında ise yanlış sulama, yanlış ilaçlama, tarımsal alanların hayvansal gıda üretimi için tahrip edilmesi, tarım arazilerinin inşaata açılması ve iklimsel değişiklikler var. Liste uzar ve gider….

Dengesiz dağılım

Gelelim asıl kritik madde 3 üncü madde burası çok önemli dikkatlice dinlemeni istiyorum çünkü bu madde yani dengesiz dağılım çözülmediği sürece neyi ne oranda ürettiğimizin pekte de bir önemi yok. Yokluk çekip çekmeyeceğimizin asıl belirleyicisi üretilen bütün bu değerin nasıl pay edileceğine gizli.

Şu an olduğu gibi bu dengesiz dağılım problemi var oldukça her ne kadar yenilikçi ve çevreci gıda üretim tekniklerine baş vursak dahi, adil olabilmek konusunda bir adım öteye gidemiyoruz.

Bu gariban haklar olarak bizler sırf daha kârlı olarak görüldüğü için ihtiyacımız olan şeyleri ihtiyacımız kadar üretmektense neden bazen ihtiyacımızdan az, bazen de ihtiyacımızdan fazla, bazen de hiç ihtiyacımız olmayan şeyleri üretiyoruz?

Örneğin tarımsal arazilerini uluslararası şirketlere kaptıran Brezilya, Kolombiya, Endonezya ve Etiyopya gibi ülkeler neden aç insanları bir kenarda dururken, tahıl ürünleri üretmek varken, kahve ve kakao üretip “refah devletlerine” gönderiyorlar?

Daha da önemli bir soru toprağın onu işleyene ait olmadığı, tam aksine bir mal gibi peşkeş çekildiği bir düzende bu durumu yadırgamak mantıklı mı? Elbette değil.

Bizler dünya halkları olarak tarlada çiftçiler, fabrikada işçiler, ofislerde emekçiler olarak neyin, ne zaman, nerede, hangi araçlarla ve ne adet üretileceğine karar veren kapitalistler gibi değiliz.

Zaten bu mülkiyetsizleşmişiz. Birde bunun üstüne sırf daha kârlı olduğu emredildiği için içinde yaşadığımız topluma ait çoluk çocuğun, garibanın ihtiyacı dururken, aç insanlarımızın karnını doyurmak dururken, onların karnı doymamışken, ürettiğimiz tüm değerin belki de ihraç edileceği bir tuzağa itiyoruz.

Buradaki asıl mesele uygarlık olarak insanlığın, toplumlar olarak da içinde yaşadığımız toplumun önceliklerini ve öncelikli ihtiyaçlarını belirlemek ve o ihtiyaçlar için üretime geçmek. Bunu yapmadığımız sürece daha çok söyleniriz “evsizleri, açlarımız ve yoksullarımız dururken neden kalkıp aya gidiyoruz?” diye…

Liberallerin ağa babalarından Friedrich Hayek ve Milton Friedman gibi insancıklar ne demişlerdi, “ihtiyaçların, fiyatlarının belirlenmesinde piyasa düzeni en etkili ve faydalı yöntemdir”.

Çok uzak bir zaman dilimi değil 1929 yılındaki o büyük çöküşü ile birlikte ve sıra gelen on yıllar boyunca piyasa düzeninin ihtiyaçları ve bedelleri belirlemek konusunda sınıfta kaldığını gördük. Bir yanda zengin ülkelerin, öbür yanda toprağını ve insan emeğini o ülkelere feda eden devletlerin meydana geldiğini gördük.

Küresel olarak baktığımızda da yeryüzündeki %1 kadar az insan toplumunun bütün zenginliğin yüzde 50 sini elinde bulundurduğunu gördük. İşte piyasa düzeni bize bunu getirdi.

Peki ne yapılabilir? Eğer sen hala bu düzenin, “piyasa düzeninin” gıda dahil her konuda adil olmayan dağılıma çözüm üretebileceği yanılgısına sahipsen. Sen de internet gibi açık kaynaklardan gıda üretim ve lojistiğin iyi işlediği diğer uygulamaları araştırabilirsin.

Ben çok uzağa gitmeden sana bir örnek vereceğim. Dinleyicilerim arasında. elbet askerlik yapmış olanlar vardır. Zaten bu lojistik kavramı ilk olarak askeri kampanyalarla ortaya çıkmıştır. O zamanları hatırla. Olağanüstü haller hariç yüz binlerce insanın karnının doyurulabildiği, kimsenin yemek bulmakta zorluk çekmediği bir organizmadan bahsediyorum.

Oradaki kilit faktör neydi? Planlama. Elbette o modelde seçenekler kısıtlı ve sınırlıydı. Ancak bu durum o organizma için, askerlik için geçerli bir durum. Fakat biz bugünün insanlığı olarak “piyasanın zorunlu görüldüğü” o yirminci yüzyılın başlarında yaşamıyoruz.

Bırak bir şehri koca bir ülkenin hangi gıda malzemesine, ne ölçüde ihtiyacı olduğunu belirleyebilecek algoritmalar ve yazılımlara sahibiz. Eskiden bir bina dolusu matematikçi ve ziraatçinin doğrusuyla-yanlışıyla anca yapabileceği hesaplamaları, bugünün teknolojisiyle birkaç dakikada hesaplayabilecek bilgisayarlarımız var.

Demek ki bu durum kapasite ve yapılabilirlik sorunu da değil. Bu sorun en temel ihtiyaçlarımızın dahi birer ürün, yani piyasa girdisi haline geldiği, sürekli neye ihtiyacımız olduğu değil, neyin kârlı olduğu sorusunun sorulduğu bir düzenin problemi. Bu sorun, sırf var olduğundan ötürü kapitalizmin problemi ve kapitalizm kendi varlığından ötürü meydana gelen bu sorunlara çözüm üretemedi, üretemez. Üstelik başka 1 dünya ve hep birlikte kurtuluş mümkünken.

Yan kaynaklar:
http://www.fao.org/3/x0262e/x0262e05.htm
https://medium.com/@jeremyerdman/we-produce-enough-food-to-feed-10-billion-people-so-why-does-hunger-still-exist-8086d2657539
https://www.theglobaleconomy.com/rankings/Employment_in_agriculture/
https://public.wsu.edu/~mreed/380American%20Consumption.htm
https://www.theguardian.com/environment/2016/jul/13/us-food-waste-ugly-fruit-vegetables-perfect

SON 5 BÖLÜM

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir